
İstenmeyen gebeliği sona erdirmek olan kürtaj hakkı ,kadınların kendi bedenleri üzerinde kontrol sahibi olmalarının merkezinde yer almaktadır.Bunu kontrol etme yetkisine başka kimse sahip olmamalı;ne kilise,devlet,koca,aile ne de erkek arkadaş…Nedeni ise çok basit;İstenmeyen gebeliği sonuna kadar götürmenin duygusal ve fiziksel travmasının yükünü kadın taşıyor.

Kadın Hakları Yürüyüşü’nden bir kare(İstanbul)
Kürtajın kelime anlamı kazımaktır.Ama burada adı geçen kürtaj;halk arasında küçük hamileliklerde rahim içindeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması kastedilmektedir.Kürtaj ayrıca teşhis olarak da yapılmaktadır.
Kürtajı resmi olarak serbest bırakan ilk ülke Rusya’dır.1920 yılında hani sebeplerle olursa olsun,cenin aldırmak bu ülkede suç olmaktan çıkmıştır.
73 ülkede serbest olan kürtaj,68 ülkede yasak.
Yani dünya kürtaj hakkında bölünmüş durumda.Kürtajın yasak olduğu ülkede genelde orta ve Güney Amerika ile Afrika ve Güneydoğu Asya’dan.Aralarında Brezilya,Meksika,İran,Suriye ve Endonezya’nın da bulunduğu bu ülkelerde kürtaj yasağı,hiçbir istisna olmaksızın uygulanıyor.
Kürtajın tamamen yasak olduğu ülkeler listesinde Avrupa Birliği üyesi İrlanda,Polonya ve Malta’da dikkat çekiyor.

Polonyalı kadınlar kürtajı yasaklamayı planlayan yeni yasal sürece karşı siyahlar giyinerek sokaklara çıktı. Ülkenin 60 kentindeki hükümet büroları, üniversiteler ve okullar grev nedeniyle kapandı. Kadınlar üreme haklarını ellerinden alan bu yasayı protesto etmek için gerçekleştirdikleri bu greve Siyah Pazartesi adını verdiler. Polonya bugün Avrupa’da en kısıtlayıcı kürtaj yasasına sahip olan ülke ve kamuoyu yoklamaları, Katolizmin ve muhafazakar politik yönelimlerin çok ciddi derecede olduğu bu ülkede, halkın daha fazla kısıtlamadan yana olmadığını kesin biçimde gösteriyor.
Bu grupta Suudi Arabistan,İsrail,Arjantin ve Tayland gibi 58 ülke bulunuyor.
Bu ülkelerin yasalarına göre kürtaj;anne veya fetüsün sağlığının tehlikeli olduğu durumlarda,tecavüz ve ensest sonucu oluşan hamileliklerde veya annenin ruh sağlığının korunabilmesi için uygulanabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü,yasağın uygulandığı ülkelerde kürtajın ortadan kalkmadığını,işinin ehli olmayan kişilerce gerçekleştirildiğine dikkat çekiyor.Bu sebeple dünya çapında binlerce kadın sağlıksız kürtaj nedeniyle hayatını kaybediyor.
Genellikle anestezi kullanılmadan,karanlık yerlerde ve sıhhi olmayan koşullarda gerçekleştirilen yasal olmayan kürtaj uygulamaları,pahalı ve kadınlar için aşağılayıcıdır.
Ama en önemlisi son derece tehlikelidir.Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her yıl 78.000 kadın güvenli olmayan kürtaj sonucu hayatını kaybediyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin muhafazakâr eyaletlerinde kürtajı yasaklayan yasaların kabul edilmeye başlanmasına tepkiler büyüyor… Birçok kentte sokaklara inen kadın hakları savunucuları, “Güvenli kürtaj bir insan hakkıdır”, “Kürtaj yasal kalsın” yazılı pankartlar taşıdı… Göstericiler, yasaların iptalini istedi. Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok kentinde binlerce kadın, kürtajı yasaklayan yasalara karşı protesto gösterileri düzenledi.Washington’daki kadın hakları savunucuları, Yüksek Mahkeme’nin dışındaki protesto gösterisinde, “Yasakları durdurun” diyerek yasaların iptalini istedi.St. Louis, Salt Lake City, West Hollywood ve Atlanta’daki gösterilere de büyük katılım oldu. “Güvenli kürtaj bir insan hakkıdır“, “Kürtaj yasal kalsın” yazılı pankartlar taşıyan göstericiler, “Bedenim benim, benim kararım” sloganı attı. Alabama eyaletinde, şimdiye kadarki en sert kürtaj karşıtı yasa kabul edilmişti. Yasa, annenin sağlığının tehdit altında olduğu durumlar dışında kürtajı yasaklıyor. Ensest ilişki ya da tecavüz sonucu hamileliklerde dahi kürtaja izin verilmiyor. Alabama’daki yasa da,tecavüz sonucu hamile kalan bir kadına kürtaj yapan doktorun, tecavüzcüden daha fazla hapis cezası almasını öngörüyor.Cumhuriyetçi eyaletlerde kabul edilen kürtaj karşıtı yasalar Yüksek Mahkemede temyize götürülüyor.
Kadınların kürtaj hakkı,kadın eşitliğinin bir ön koşuludur.Kadınlar istemediği bir gebeliği sona erdiremedikçe,toplumda erkekle eşit olamazlar.Kürtajın 1960 sonlarındaki kadın hareketlerinin başlıca talebi olması ve günümüzde de mücadelenin merkezinde yer alıyor olması bundandır.

Latin Amerika;mücadeleler devrimler,kaybedişler ve pes etmeyişler üstüne kurulmuş,direnmenin kitabını yazmış bir toprak parçası.Son 500 yılda kıtada çok şey değişti,değişmeyen tek şey ise direniş. Latin Amerikalı kadınlar,özellikler son 10 yıldır seslerini kürtaj yasağına karşı giderek yükseltiyorlar.Fakat keskin Katolik kökleri buna karşı çıkıyor. ABORTO LEGALYA(yasal kürtaj hemen şimdi),sadece Arjantin’de değil,tüm Latin Amerika’da da kürtaj yasağına karşı geliştirilmiş ortak bir slogana ve harekete dönüştürüldü.
TÜRKİYE’DE KÜRTAJ RESMİYETTE YASAL,FİİLEN YASAK
Türkiye’de 27 Mayıs 1983’te kürtaj yasal hale geldi. Aradan geçen 37 yılda kürtaj konusunda neler yaşandı, bugün kürtaj yaptırmak isteyen kadınlar neyle karşılaşıyor,bunları inceleyelim.
Aslında kürtaj, Türkiye için de dünya için de henüz “tarih” olmuş bir tartışma değil. Ama aynı zamanda bu tartışmanın oldukça uzunca bir geçmişi var. Kürtaj meselesi yıllar boyu devletler tarafından kadınların sağlık, üreme hakkı, bireysel özgürlük meselesinden ziyade nüfus planlaması açısından ele alınan bir konu olduğundan gündeme geldiği her yerde karar aşamasında kadınların değil siyasilerin söz sahibi olduğu görülüyor. Bu durum Türkiye’de de böyle.
Kürtaj yasağının kaldırılması herkesin bu hakka kolayca ulaşabilmesi anlamına gelmiyordu tabi ki. 1980’lerde hastanelerde eğitimli personel bulunması ve hastanelerin duruma adaptasyonu oldukça uzun yıllar aldı. Pratikte bu hakkın kullanılabilmesinin önüne de sayısız engeller çıkarılsa da doğum kontrol tekniklerinin geri olması nedeniyle kürtaj yaptıran kadınların sayısında hızlı bir artış yaşandı. 90’larda yılda bir milyona yakın kadının kürtaj yaptığı belirtiliyor. Uluslararası Nüfus Planlaması Federasyonu’nun 1994 yılındaki raporuna göre, Avrupa’da kürtajın en yaygın yapıldığı ülkeler Türkiye ve Yunanistan.
Kürtaj yasal olduktan sonra da defalarca kez yeniden yeniden gündeme geldi. Son olarak bu tartışmayı yeniden gündeme taşıyan Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan’ın, Başbakan olduğu 2012 yılının Mayıs ayında “Kürtaj cinayettir, her kürtaj bir Uludere’dir” sözleri ile başlattığı tartışmanın ardından yasa bir değişiklik yapılmamasına rağmen kürtaj fiilen neredeyse yasaklandı.
Uzmanlara göre kürtaj serbest olsa da fiilen yasaklanmış durumda. 30 yıllık emekli bir hemşire “Devlet hastanelerinde kürtaj yavaş yavaş kalktı. Bazıları, ‘Yapıyoruz’ diyor ama haftalar sonraya gün veriyorlar. Kürtaj yapan hastaneler baskı görebiliyor” diyor.

Ülkemizde de kadınlar,kürtaj haklarının kısıtlanmasını protesto ediyor.Kadınların her taraftan sıkıştırılmasına sebep olan bu siyasi tutum,ülke genelinde de tepki görüyor.Ülkemizde de kadınların kürtaj hakkında yasada değişmesini istediği maddeler var.İşte o maddelerden bazıları:Ücretsiz, sağlıklı, erişilebilir ve güvenli koşullarda kürtaj uygulanarak gebeliğe son vermek isteyen kadınların bu hakkı güvenceye alınmalı, uygulamadaki fiili yasaklama sonlandırılmalı. Tecavüz sonucu oluşan hamileliklerde kürtaj süresi en az 24 hafta olmalı, “savcılık izni” talebiyle kürtajın fiilen engellendiği durumlar ortadan kaldırılmalı, kadının beyanı yeterli görülmeli.Evli kadınların gebeliklerini sonlandırmak istediği durumlarda eşlerinden izin isteyen fiili uygulama kaldırılmalı ve kadının kararı esas alınmalı.Kürtaj talebiyle sağlık kurumlarına başvuran kadınlara “bilgilendirme ve düşünme süresi” adı altında yapılan “ikna uygulaması” ve baskı yasaklanmalı.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.