BAĞIMSIZ SİNEMADA KADIN YÖNETMEN / HANDAN İPEKÇİ

  • Home
  • Gündem
  • BAĞIMSIZ SİNEMADA KADIN YÖNETMEN / HANDAN İPEKÇİ

 

Türk Sineması’nda yalnız bir kadın o.Gerek filmlerinin yapım aşamasında gerekse sonradan gösterimleri sırasında her bir zorlukla, engelle kendisi boğuşuyor.

Bu zorlukların onu yıldırmayacağını da açık açık söylüyor:

“Ben düşündüklerimi açık açık ifade ettim. Bundan da hiçbir rahatsızlık duymuyorum çünkü sonuna kadar doğru olduklarını düşünüyorum”.

handan

“Sabun köpüğü filmler moda” Türk sinemasının geldiği noktayı da değerlendiren Handan İpekçi, “Teknoloji hızla değişiyor. Sanat filmleri, tür filmleri, ticari film çeşitlemesi devam ediyor. Ticari filmlerin dışındaki vizyon filmleri salon bulamıyor ne yazık ki. Böylece bir sonraki film için de finans bulma zorluğu yaşanıyor. Özellikle dağıtımcılar seyircinin sabun köpüğü gibi tüketebileceği filmler istiyor, dizi estetiğinin sinemaya yansımasının da bunda etkisi var” diye konuştu.

Handan İpekçi 1956 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümü’nden mezun oldu.

TRT’de program asistanı olarak profesyonel hayata adım atan İpekçi, bir süre dizilerde çalıştıktan sonra sinemada asistanlık yaptı.

Bağımsız sinema içinde bir kadın yönetmen olarak adından söz ettiren Handan İpekçi; toplumsal meselelere eğilen,rol kalıplarını sorgulayan,bastırılmış bireylere ve resmi tarihlerin ötekileştirilenlere ışık tutan filmler çekmiştir.

Handan İpekçi‘yi diğer yönetmenlerden ayıran olgu,Türkiye’nin yakın tarihinde baş gösteren krizleri toplumsal bir platformda beyaz perdeye taşımasıdır.

Bir iktidar alanı olarak hem resmi tarih yazımının karşısına alternatif tarih koydu ve ötekisini oluşturarak kollektif belliği kurmuştur.

Handan İpekçi ilk yönetmenliğini 1993 yılında Kemençe’nin Türküsü belgesini isimli belgesel filmle gerçekleştirmiştir.

1994 yılında ilk uzun metrajlı filmi olan ve 1980 darbesini çocuklarının tanıklığından anlatan Babam Askerde‘yi çeken yönetmen, 2001 yılında emekli bir savcı ve küçük bir kızının yollarının kesişmesini anlatan Büyük Adam Küçük Aşk filmiyle birçok ulusal ve uluslararası festivallerde çeşitli ödüllere layık görülmesine rağmen Sinema Video ve Müzik Eserleri Denetleme Üst Kurulu tarafından,emniyet güçlerini küçük düşürdüğü gerekçesiyle filmi yasaklanmıştır.

handan

Deneyimlerini geleceğin sinemacı adaylarına aktarmanın oldukça önemli olduğunu vurgulayan Handan İpekçi,”Kendi birikimlerini aktarmak,geleceğin sinemacı adaylarının hayata dair beklentilerini ve duruşlarını tespit etmek için önemli.Gençleri desteklememiz şart.” diyor.

Bir sonraki filmi Saklı Yüzler’de namus cinayetlerinin bir toplumu ve toplumu oluşturan aile kurumunu nasıl yaktığını gösteren İpekçi,en son Çınar Ağacı’yla aile üyeleri üzerinden gelen geleneksel aile yapısını ve dolayısıyla moderniteyle birlikte şekilsel olarak dönüşen toplumu sorgulamıştır.

Filmlerinin yapım yılları çerçevesinde Türkiye’nin de içinden geçtiği sosyo-kültürel ve ekonomik kırılmalar yönetmenin de filmlerine yansımış,projelerini götürdüğü kişilerden de ret cevabı almış ve bu nedenle sponsor arayışına girmiş,aldığı borçlarla filmlerini tamamlayabilmiştir.

”Erkek egemen bir sinema ortamında kadın olarak varolabilmenin zorlukları neler?”diye sorulduğunda:

”Direkt bir engel olduğu söylenemez.Kadın ya da erkek yeni yönetmenler aynı zorluklardan geçiyorlar ama şunu da görmek lazım ki diğer sektörlerde de olduğu gibi sinema piyasası da erkeklerin egemen olduğu ve onların kurallarının geçerli olduğu bir dünya.

Siz bu dünya içerisinde hem taviz vermeyeceksiniz hem de taviz vermeden kendi ayaklarınızın üzerinde duracaksınız. Bu gerçekten başarılması çok güç bir nokta.O açıdan da kendimi kutluyorum.”

“Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali,‘Büyük Adam Küçük Aşk’ yasaklı olduğu için katolağa almamaya karar verdiler. Oysa onların böyle bir yasağa karşı durmaları gerekirdi. Baskılara bu kadar boyun eğildiği takdirde toplum olarak bir adım daha ileriye gidemeyiz.”

 

”Bu çifte standart.Bu nedenle kadın erkek farketmiyor diyorum ve buradan festival yöneticilerini kınıyorum.Bu baskılara karşı durmadıkları için ve feda ettikleri yönetmen bir kadın olduğu için…”

handan

Töre ve namus cinayetlerini ve toplumsal statüde kadına bakışı ele aldığı filmi “Saklı Yüzler” filmini ele alalım.

Doğu ve kadın üzerine ele alınan filmlerde bir takım basmakalıplar şeklinde,insanların sosyal yapısını, yaşam şekillerini anlamaya çalışmadan sorgulayıcı ifadeler kullanılabildiğini görüyoruz.

Filmin öncelikle bir “farkındalık” uyandırdığını ve izleyenleri rahatsız edici nitelikte özellikler barındırdığını söyleyebiliriz.

Zühre köyde sevdiği genç bir adamdan hamile kalır.Kızlarının evlilik dışı bir ilişkiden hamile kaldığını öğrenen aile meclisi toplanır ve genç kız hakkında ferman verilir.

Bebeğin doğmasına izin verilecek, doğumdan sonra hem bebek, hem de Zühre öldürülecektir.Bebeği erkek kardeşi tarafından boğularak öldürülen Zühre’yi öldürme görevi ise babasına düşer.

 

 

Handan

Filmde rol alan oyuncuların pek çoğunun başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Berk Hakman, Füsun Önal ve bu filmde ilk defa oyunculuk deneyimi yaşayan Şenay Aydın… Zühre karakterinin (Şenay Aydın) güçlü bir karakter olduğunu, sevdiği erkeğin kendisine sahip çıkmayıp kaçtıktan sonra, onu yeniden kabul etmemesi ve onla tekrar beraber olmaktansa gerekirse ölümü tercih edeceğinden de çıkarabiliriz.

 

Töre bir kez daha Zühre’nin hayatını almak için peşine düşer. filmdeki savcı (Füsun Önal) üzerine değinmekte de yarar var.

“Burada kanun benim” diyerek kızın ölüm fermanını veren Amcaya kafan tutan savcı daha sonra belgesel için kullandığı ifadelerde “Orada kanun ben değildim maalesef” diyerek adalet sistemi üzerine de bizleri düşündürüyor.

Filmde geçen “Ağam geneleve yeni Ruslar gelmiş” repliğiyle de namus sözcüğünün toplumsal yapıda kadınlar için geçerli olduğunu suratımıza tokat gibi vuran yönetmen,erkeklerin namus kavramına gönderme yapıyor.

Filmin teknik yapısına baktığımızda ise flashbacklerle geriye dönüşler görüyoruz. Ayrıca filmin içinde çekilen belgeselle öykü hakkında bilgi sahibi oluyor ve bir takım sorgulamalar yapıyoruz kafamızda.

 

Büyük Adam Küçük Aşk filminden bir kare

 

Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.

 

Like
Like Love Haha Wow Sad Angry
3
Tags:
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments