
Sözlerime başlamadan önce ah nerede eski heykeller demeden geçemeyeceğim. Mermerin üzerinde gösterilen ustalık ve o masalımsı duruş keşke günümüze kadar ulaşabilseydi diyorum. Bugün ise yine o heykellerden birisi olan Milo Venüs’ünün bulunma hikayesini sizlerle paylaşacağız
Milo Venüs’ü (Venus de Milo)
Tüm zamanların en ünlü heykellerinden biri olan Milo Venüs’ü (Venus de Milo), ismini 1820 yılında Yorgos Kentrotas adında bir köylü tarafından keşfedilen heykel Milos adını adlı Yunan adasında bulunmasından alır. Heykelin kolları ve kaidesi bulunamamış, daha gerçekçi görünmesi için de yüzeyi boyanmıştır. Fakat bugün heykelin üzerinde hiç bir boya kalıntısı mevcut değildir. Milos adında bir köyden çıkan heykel Milos adını buradan alırken, Venüs adını ise Afrodit’in temsili gezegeni olan Venüs’ten almıştır.
Bu heykele Türk yetkililerin el koyduğu eser, nihayet bir Fransız donanma görevlisine satılmıştır. Milos adında bir köyden çıkan heykel Milos adını buradan alırken, Venüs adını ise Afrodit’in temsili gezegeni olan Venüs’ten almıştır. Afrodit’i ve güzelliği simgeleyen Milo Venüsü, Fransız hükümeti tarafından alınmış ve günümüzde de Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.
Değinilmesi gereken bir diğer konu ise, heykelin yakınlarında, elinde bir elma tutan yontma bir kol bulunmuştur. Pek çok bilim insanı bu kolun esasında heykele ait olduğuna inanıyor. Efsaneye göre Truvalı Paris, Venüs’ü dünyadaki en güzel kadın seçerek ona altın bir elma vermiştir. Bu nedenle heykele ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı pek çok tartışmaya konu olmuştur.
Başlangıçta Louvre’daki yetkililer eserin muhtemelen Phidias veya Praxiteles tarafından yapılmış bir klasik dönem eseri olduğunu açıklasalar da heykelin üzerinde bulunduğu kaide, heykeltıraşın Antakyalı Alexandros olduğuna işaret eder ve bu koloni daha sonraları, Helenistik dönemde kurulmuştur. Müze yetkilileri nihayet heykelin Helenistik döneme ait olduğunu kabul etmişse de eser hâlâ isimsiz bir sanatçıya ait olarak gösterilmektedir. Milo Venüs’ü keşfedildiğinden bu yana dünya çapında büyük bir hayranlık uyandırmıştır.
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.