Talat Aydemir’in İlk Darbe Girişimi: 22 Şubat 1962
Talat Aydemir Kimdir?
1917 Bilecik doğumlu olan Talat Aydemir, 1940’da Kara Harp Okulu ve 1954’de Kara Harp Akademisi’nde eğitimini tamamlayarak kurmay subay oldu. Aydemir, kendini ilk olarak 27 Mayıs 1960’daki darbe hazırlıklarında gösterdi. 27 Mayıs cuntacılarıyla beraber çalışsa da darbe sırasında Kore’de olduğu için sürece dâhil olamadı. Bu süreçte ülkenin yeni yönetimini hazırlayan Milli Birlik Komitesi’nde yer alamadı. Döndüğünde Kara Harp Okulu Komutanlığı ile göreve başladı. Aydemir, yıl 1962’ye geldiğinde hem komitecilerden hem de komitecilerin arkalarında bıraktığı sistemden rahatsız vaziyetteydi. Bu andan itibaren Aydemir’in hikâyesi başlamaktaydı.
Cuntacılar Örgütleniyor
27 Mayıs 1960 darbesinin ardından cumhurbaşkanlığına Cemal Gürsel geçti. Yeni bir anayasa hazırlanmış ve asker kışlasına geri dönmüştü. Ancak Aydemir ve birkaç albay mevcut durumdan rahatsızdı. Bundan ötürü “Albaylar Cuntası” ortaya çıktı. Ancak bu cunta ordunun her kesimi tarafından rağbet görememişti. Özellikle de hava kuvvetlerinin bu cuntanın karşısında yer alması büyük bir tehlike idi. Hava desteği olmayan bir darbe başarılı olması güç bir girişim olacaktı.
Aydemir’in bu girişiminden haberdar olan Başbakan İsmet Paşa, cuntacı albayları merkezden uzak bölgelere tayin etmişti. Tayin kararları muhataplarına 22 Şubat 1962 tarihinde bildirilecekti. O gün ortalığın karışması beklendik bir şeydi. O gün Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay, Aydemir ve arkadaşlarını gerekçe belirtmeksizin genelkurmaya çağırdı. Bunun bir tuzak olduğunu sezen Aydemir arkadaşlarını gönderdi.
Nitekim arkadaşları tutuklandılar. Aydemir darbe girişimi için daha evvel görüştüğü İstanbul’daki üst rütbeli subaylarla iletişime geçti. Onlar da hava kuvvetlerinin bu girişimde bulunmayacağını öğrenmişlerdi. Dolayısıyla bu girişimi tasvip etmediklerini belirttiler. Artık Aydemir yalnız kalmıştı. Buna karşın kararlılığını sürdürmekteydi.
Aydemir, elindeki Harbiyeli gücüne güveniyordu ve kararlıydı. Saat 12:30’da Harbiyeliler alarm durumuna geçtiler. Planlamalar ve görev dağılımları tamamlandı. Bundan sonra saat 15’de Harbiyeliler silahlarını kuşandı. Harbiye’den hareket eden tanklar saat 16’da TBMM’ye vardılar. O sırada bütçe görüşmeleri yapılmaktaydı. Tanklar gelince görüşme sona erdi. Bununla birlikte Aydemir için önemli bir şey yaşandı. Genelkurmay Başkanlığı’nın, Çubuk ve Polatlı’dan hükumeti korumak için çağırdığı birlikler Aydemir’e katılmıştı. Böylece Aydemir’in kuvvetleri 18 bine yakın bir sayıya ulaştı. Bu sadece Ankara için büyük bir sayı idi. Pekâlâ yönetimi ele geçirmek için yeterli bir kuvvetti.
Cunta Harekete Geçiyor
Tüm bunlar yaşanırken İsmet Paşa kabinesi ile birlikte TBMM’de toplantı içindeydi. İsmet Paşa, Cemal Gürsel ile görüşmek için Çankaya Köşkü’ne geçti. Toplantıya orada devam etti. Onlara Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, ve siyasi liderler de dâhil oldu. Bütün devlet ricali köşkte idi. Aydemir ile görüşme sağlaması için ona yakın olan birini ara bulucu olarak seçtiler. Ara bulucu, Aydemir ile görüşmeye gitti. Bu sırada Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, Aydemir’e katıldı. Bununla birlikte alay komutanı Aydemir’e köşkü ele geçirebileceğini söyledi. Ancak Aydemir “benim onlarla bir derdim yok” diyerek bunu istememişti. Gidişat bu andan sonra Aydemir’in aleyhine döndü. İsmet Paşa, daha sonra bu durumu milletvekillerinden birine “Ben ölmeyi göze aldım, Talat öldürmeyi göze alamadı.” diyerek açıklamıştır.
Aydemir’in “dokunmayın” emrinin ardından İsmet Paşa, Etimesgut’daki Hava Kuvvetleri Karargâhı’na gitti. Saat 18 sularında ara bulucu, Aydemir’in taleplerini İsmet Paşa’ya sundu. Bu talepler devletin tam teslimini istemekteydi. İsmet Paşa ise bu talepleri tereddütsüz reddetti. İsmet Paşa’nın teklifi ise cuntacıların bu olaydan ceza almamaları fakat emekliye ayrılmaları idi. Aydemir, doğal olarak bu teklifi kabul etmedi. Ara bulucu ve Aydemir arasında 4 saat pazarlık sürdü. Bu pazarlıklar sonucunda Aydemir yeni bir talep getirdi. Aydemir, Harbiye’nin başında kalması durumunda hareketi durdurmayı vaad etti. İsmet Paşa bu talebi de hiddetle reddetti ve gerekirse kan dökülebileceği mesajını verdi. İsmet Paşa ertesi gün “bir ihtilalci, müzakereye girdiği anda kaybetmiştir” diyerek Aydemir’in başarısızlık sebebini açıkladı.
Darbe Bitiyor ve Harbiye Kışlasına Çekiliyor
Aydemir, saat gece yarısında son bir teklif sundu. Yargılanmayacağına ve emekli edilmeyeceğine dair garanti istedi. Bunun karşılığında darbe girişimini sonlandıracaktı. İsmet Paşa bu teklifi kısmen kabul etti. Yargılanmayacaklar ancak emekli edileceklerdi. Köşeye sıkışmış vaziyette bulunan Aydemir el mahkûm bunu kabul etti. Kan dökmekten ve dikta rejimine dönmekten korkmuştu. Onun isteği demokratik bir ihtilâl yapmaktı. Ancak bunu başaramayacağını anladı ve bundan vazgeçti. Saat 3 sularında Harbiyeliler kışlalarına, Aydemir de evine döndü. Askerî hayatı sona eren Aydemir, eşine “bil ki bu iş bitmedi, bir gün gelecek muvaffak olacağım” demiştir. İstiklâl Harbi’nin muzaffer kumandanı İsmet Paşa, bu kez demokrasi savaşını tek kurşun atmadan kazandı. Aydemir ise bu mağlubiyete rağmen pes etmedi. Bundan sonra 21 Mayıs 1963’te bir darbe girişimi daha yaptı. Bu sefer bedelini canıyla ödeyecekti. Tarih 5 Temmuz 1964’ü göstediğinde Emekli Albay Talat Aydemir, Ankara Merkez Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildi.
Diğer Tarih Yazılarımız İçin Tıklayınız.