
1 Nisan Şaka Günü, her yılın 1 Nisan günü kutlanır. Genelde şaka gününde insanların birbirine şaka yapması gelenek haline gelmiştir.
Nisan 1 şakası hakkında farklı kültür, inanç ve dillerde efsaneler bulunmaktadır.
Fransa (Poisson d’avril – Nisan Balığı) : 1564 yılında Fransa kralı IX. Charles yılbaşını 1 Nisan’dan 1 Ocak’a aldırır. Bu arada 1 Nisan’ı sene başı olarak kabul etmeye devam edenlerle alay etmek amacı ile yapılan şakalar, bir süre sonra gelenek haline gelir. 1 Nisan’ı yılbaşı kabul edenlere ise “Nisan Balığı” adı verilir.
İngiltere – April Fools’ Day – Nisan Aptallar Günü
İskoçya – Gowk veya Cuckoo günü
1 NİSAN ŞAKASI NE ZAMAN BAŞLADI?
Mizah çalışması, şaka çalışmalarını kapsar. Şaka çalışmaları da uygulamalı şaka çalışmalarını içerir. Ancak, antropologlar ve folklorcular uygulamalı şaka veya eşek şakası konularını henüz göz ardı etme yönelimindedirler. Avrupa’da, eşek şakaları, geleneksel bir şekilde özel günlerle özellikle bir nisanla ilişkilendirilir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, eşek şakaları, Cadılar Bayramı’nın (Halloween) yanı sıra 1 Nisan Günü’nde yapılır. Ayrıca eşek şakaları, genellikle oyunların (hazing) veya kabul törenlerinin önemli bir parçasıdır. Yeni evlilere, aile veya bütün köy topluluğu tarafından çeşitli uygulamalı şaka-lar ve küçük düşürücü hareketler yapılmasına dayalı bir gelenek olan charivari, kötü davranışın gerçekleşmesi için farklı ritüeller oluşturur.

Tipik olarak, nisanın birinci günü saf bir kurban veya çoğunlukla bir çocuk, Amerikan argosunda aptalın ayak işi veya “yabani kaz avı” olarak adlandırılan bir işe gönderilir. Corso bu konunun “imkansız, olağan dışı ve hayal ürünü işler” olarak çeşitlendirilebileceğine işaret eder.
Avrupa’da nisanın birinde yapılan eşek şakalarda kabullenme geleneği (indilging) oldukça yaygındır. Handwörterbuch des Deutschen Aberglaubens’in nisanla ilgili girişinde Almanya, Fransa, İngiltere, Polon-ya, Portekiz ve Rusya’da şakanın çeşit-li uygulamalarından bahsedilir. Aptal ismi bölgelere göre farklılaşır. Örneğin, Roma dili konuşulan çeşitli ülkelerde, özellikle Fransa ve İtalya’da “Nisan Balığı” terimi tercih edilir.
Öte yandan Kuzey Çekoslovakya’nın Almanca konuşu-lan bölümü olan Sudentenland’daki bir araştırma, nisanda ayak işine gönderilen kişiden Nisan Soytarısı, Nisan Öküzü, Nisan Danası, Nisan Eşeği, Nisan Kazı ve Nisan Maymunu diye söz eder.

İskoçya’da, kurban bir “ahmak” veya budala olarak bilinir. Bu terimle ilgili birkaç uyaklı şiir şöyledir: Nisanın birinde Nereye gideceksen oraya bir ahmak gönder. Bir versiyonda, zavallı kandırılan okuduğu; “Gülme ve gülümseme, Diğer milde ahmak avla” yazılı bir mesaj ile bir yerlere gönderilir. Bu örnekte, mesajı alan kişi onu okur ve mesajın yanlış yere getirildiğini ve gerçekte onu başka birinin alması gerektiğini kurbana haber verir. Aslında, geleneksel uyaklı şiirler bir nisan şakalarında sıklıkla kullanılan parçalardır. Genellikle onlar, kurbanla alay etmeye, onlara bir şakanın kurbanları olduklarını haber vermeye yardım eder.
Nisan aptalı ve nisan balığıyla ilgi-li bu kadar çok hatırı sayılır makalede şakaya yer verilmesine rağmen, gelenek çok iyi anlaşılmamıştır. Nisan aptalı şakaları hangi işleve hizmet eder ve şakalar niçin özellikle bir nisanla ilgili düşünülür?
Grimm Kardeşler 1854’de ünlü “Deutsches Wörterbuch” (Almanca Sözlüğü) adlı eserlerinin ilk cildinde gelenekten söyle bahsederler: “Geleneği ilk olarak belli belirsiz bir şekilde geçmiş-yüzyılda görebiliyoruz. Açıklanmamış bir kökeni olan ve nisan ayında yapılan gelenek, yılın başlangıcı ile doğrudan bağlantılıdır”.

Sicilyalı Giuseppe Pitrè tarafından geleneğin Fransız kökenli olabileceği iddia edildi. Şaka üze-rinde ilk defa derin bir şekilde düşünen ilk büyük folklorcu Pitrè, 1886’da “II. Pesce d’ Aprile” başlıklı on altı sayfalık bir kitapçık yazdı. 1891’e kadar yaklaşık 29 sayfalık “Con Moltissime Giunte”nin 50 baskısı vardı. Daha sonra Pitrè, “Cu-riosita di usi Popolari” adlı kitabın ilk bölümü olarak bu etkili makalenin genişletilmiş bir versiyonunu yayımladı.
O “popüler gelenek alanında, kökeni balık kadar karanlık ve ihtilaflı olan bir başka unsur bulmanın zor” olduğunu söyler. Yüzyıldan daha fazla bir süre bilim adamları ne yazık ki bu garip gelenekle ilgili bilgimize ve geleneğin anlayışına çok küçük ilaveler yaptılar. Lalibertè, geleneklerin öneminin ve köken kalıntılarının anlaşılması-nın zor olduğuna işaret eder
Diğer yazılarımızı okumak için tıklayınız.